Tuesday, July 12, 2011
Pehlivan:Turkish oil wrestler
Last week we went on a road trip to Edirne just 220 kms away from Istanbul ,to attend the annual 650'th Kırkpınar Wrestling festival. The idea came from a friend (ilkergurer.blogspot.com) who wanted to work on his personal photography project on portraits of Turkish oil wrestlers. While he took his portraits, we have been helping him with assisting the people and meanwhile I took a few photos and videos of mine too.
I was pretty amused to see that this famous ancient sport was carried out carefully with great interest and passion among its' young followers. All of the pehlivans whom I asked "why are you Pehlivan?" answered pretty much the same, they said: "because this is my grand father's sport". One can easily realize, the traditional implications this sport carries and how it evokes feelings of respect and commitment among the peers. Also unlike common wrestling, the tournament can only be won by having control of eachothers lederhosen (called kisbet, made of calfskin) by putting the arm through the latter's kisbet, creating an interest scene much different then any wrestling tournament.
Sunday, July 3, 2011
İstanbul Tünel Jazz fest: Eren Noyan Quartet
Last night,Istiklal street was cheering up with rhytmic jazz music all over. Every step to a different corner , took me to interesting performances by Turkish locals, Colombians , French, South Africans and all over the world. It was an amazing melodic feast to my ears and soul. Yet, the best part; I was so fortunate to share this beautiful night with my good old friend Eren, whom also performed with his newly established band "Eren Noyan Quartet", under youth jazz scope. They performed the most popular Jazz Standards, interpreted in their own unique way. It was a wonderful night and thanks to all the musicians for sharing such beautiful music... (The video is upcomming!)
Saturday, July 2, 2011
Büyük Utanç
Türkiye'de çocuk gelin, dünya sıralamasında (%17) Gürcistan'dan sonra ikinciymiş (%19). Ülkeme dair, en yüz kızartıcı en haysiyetsiz istatistik verisidr. Çocukların mal/mülk gibi aileden aileye takas edilmesi,satılması kuşkusuz sadece Türkiye'ye mahsus değildir, fakat sanılanın aksine sadece Kürtçe konuşulan kesimlerine ve ya Güney Doğu illerine de mahsus değildir. 49 farklı il'de 18 yaş altı evlilikler, hem de kaçak yollardan, resmileştirilmeden, nikah memurları olmaksızın, çocuk gelinlerin kaderleri; hiç bir hakları korunmaksızın, imam nikahı sonrası tümüyle yaban ellere teslim edilmektedir . Türkiye'de reşit yaşta gelin olmak ,ülkenin sosyo-demografik yapısı itibariyle kendi başına ayrıca zorken,daha oyun çağında evlendirilen,her gece kocaları olarak tanımlanan kişilerce tecavüze uğrayan, daha kendileri çocukken kollarında bebelerine süt emziren gelinlerimizin yaşamı, yaşam mıdır?Sormak lazım! Çünkü, 18 yaşının altında kendi rızası olmadan evlendirilen tüm çocuklar, geceleri tecavüze uğrarlar. Bunun antropolojik, akademik açıklaması tabiki yapılabilir, yapılmalıdır da. Fakat insan gözüyle bakıldığında, heleki söz konusu bir çocuksa, dünyanın neresinde olursanız olun, bunun tek açıklaması olmalıdır: "bu bir yaşamın, bir geleceğin cinayetidir". Dolayısıyla lütfen imzalayınız;
http://imza.la/cocuk-gelinler
http://imza.la/cocuk-gelinler
Subscribe to:
Posts (Atom)